Keşfet

​Welcome to Derry, Stephen Kingin 1986 tarihli It romanına dayanan ve 2017 ile 2019da yayımlanan It filmlerinin öncesini anlatan bir korku dizisidir. Dizi, 1960ların başında, Derry kasabasının karanlık geçmişini ve Pennywiseın kökenlerini derinlemesine incelemeyi amaçlamaktadır. ​ Dizinin merkezinde, Derrynin tarihindeki trajik olaylardan biri olan Black Spot yangını bulunmaktadır. Bu yangın, Afro-Amerikalı askerlerin işlettiği bir gece kulübünün beyaz üstünlükçü bir grup tarafından yakılmasıyla gerçekleşmiştir. Bu olay, Pennywiseın kasabada yarattığı dehşetin başlangıç noktalarından biri olarak ele alınmaktadır. ​ Wikipédia, lencyclopédie libre Başrollerde Jovan Adepo ve Taylour Paige yer alırken, Bill Skarsgård Pennywise rolünü yeniden canlandırmaktadır. Ayrıca, Chris Chalk, James Remar ve Stephen Rider gibi oyuncular da kadroda bulunmaktadır. ​ Dizinin yaratıcıları Andy ve Barbara Muschietti kardeşlerdir; Andy Muschietti, dokuz bölümden oluşan ilk sezonun dört bölümünü, dahil olmak üzere, yönetmektedir. Senaryo, Jason Fuchs tarafından yazılmıştır.

Paweł, başarılı bir cerrah ve örnek bir aile babasıdır. Ancak bir anlık hata, mükemmel hayatını altüst eder. Geçmişiyle yüzleşirken, hem ailesi hem de meslektaşları onun değişimini fark eder. Aldığı kararlar, sadece onun değil, çevresindekilerin de kaderini belirleyecektir.

Wolf King, güçlü bir kurt adam hanedanının liderlik savaşını ve doğaüstü güçlerin çarpışmasını konu alıyor. Kral Fenrir’in beklenmedik ölümü, tahtın varisi konusunda büyük bir kargaşaya yol açar. Kralın iki oğlu—sert savaşçı Ragnar ve zeki stratejist Lucian—arasında taht için tehlikeli bir mücadele başlar. İhanet, gizli ittifaklar ve kanlı savaşlarla dolu bu destansı hikâyede, kurt adamlar sadece kendi içlerindeki düşmanlarla değil, onları yok etmek isteyen insan avcılarla da mücadele etmek zorundadır.

Dizi, Moiraine Damodred (Rosamund Pike) adlı güçlü bir Aes Sedai’nin, kaderlerinde dünyayı kurtarmak ya da yok etmek olabilecek beş genç ile birlikte yaptığı yolculuğu anlatıyor. Moiraine, Rand al’Thor, Mat Cauthon, Perrin Aybara, Egwene al’Vere ve Nynaeve al’Meara’nın içlerinden birinin Yenidendoğan Ejder olabileceğine inanıyor. Ejder, dünyanın kaderini değiştirecek güce sahip efsanevi bir figürdür. Moiraine, bu gençleri Gölge’nin Karanlık Lordu (Shai’tan) ve onun hizmetkarlarından koruyarak onları Tar Valon’daki Aes Sedai kalesine götürmeye çalışır. Ancak yol boyunca büyük tehlikelerle karşılaşırlar: Trolloclar, Myrddraallar ve Karanlık Varlıklar, gençleri ele geçirmek ya da öldürmek ister.

The Bondsman, öldükten sonra Şeytan tarafından diriltilen bir kelle avcısı olan Hub Halloranın (Kevin Bacon) hikayesini anlatıyor. Hub, bir zamanlar sıradan bir ödül avcısıyken, artık cehennemden kaçan iblisleri yakalayıp geri göndermekle görevlendirilmiş bir avcıdır. Bu yeni demonic görev, ona hayatta, aşkta ve neredeyse unuttuğu country müzik kariyerinde ikinci bir şans sunar. Ancak bu süreçte, ailesiyle yaşadığı karmaşık ilişkiler ve geçmişte işlediği günahlarla yüzleşmek zorundadır. Dizi, Hubın hem içsel çatışmalarını hem de doğaüstü düşmanlarla mücadelesini işlerken, aksiyon, korku ve dramatik unsurları bir araya getiriyor. Grainger David tarafından yaratılan ve Erik Olesonın showrunnerlığını üstlendiği bu mini dizi, 8 bölümlük bir yapım olarak 3 Nisan 2025te Prime Videoda izleyiciyle buluşacak.

Başarılı bir mücevher tasarımcısı olan Greta (Maria Dębska), gizemli bir fotoğraf keşfettiğinde hayatı dramatik bir şekilde değişir. Resimde kocası Jaceki (Cezary Lukaszewicz) gençlik yıllarından bir sahnede, etrafı tanımadığı insanlarla çevrili olarak görüyor. Bu fotoğraf Gretanın aklında soru işaretleri yaratıyor ve evliliğiyle ilgili gerçeklerden şüphe etmesine neden oluyor. Greta, bu keşfi yaptıktan kısa bir süre sonra Jacekin iz bırakmadan ortadan kaybolmasıyla kocasının gerçekte kim olduğu gizemiyle yüzleşir. Çaresizliği içinde ilişkisinin ve kocasının geçmişinin sırlarını daha da derinlemesine araştırmaya başlar. Yalanlar, entrikalar ve tehlikeli ilişkilerin merkezi bir rol oynadığı karanlık bir dünyayla karşı karşıyadır. Greta, kocasının kaybolmasının ardındaki gerçeği ortaya çıkarmaya çalışırken, yalnızca zamana karşı değil, aynı zamanda keşiflerini engellemek için ellerinden geleni yapacak güçlü güçlere karşı da savaşması gerektiğini fark eder.